İslam Devlet Başkanı Halife

İslam’da Devlet başkanına “halife” denir. Daha sonraları “emir” veya “emirul müminin” de denmiştir. Bugün “başkan” demenin de bir mahzuru yoktur. Önemli olan o görevin hakkını vererek yapabilmektir. İsimler etrafında kavga çıkarılmaz. Ancak bir kavramın tarihi bir değeri ve ağırlığı varsa, değiştirmeye kalkmak kârlı bir iş değildir.

 

İslam’da Devlet başkanı müslüman olmak zorundadır. Zira bir kâfirin müslümanları yönetme hakkı ve yetkisi yoktur. Daha sonra dinden çıksa yine azledilir. Yine başkanın devlet ve milletin işini yapacak maddi ve manevi yeterlilikte işinin ehli birisi olması şarttır. Bu da başta bilgili ve sağlıklı olmak demektir.  Ahlaklı olmak ve kanunlara uymak da bir seçilme şartıdır. 

Devlet içinde mükellef olan her müslümanın normalde seçme, aday olma, seçilme, denetleme ve danışılma hakları vardır. Devlet başkanının seçiminde ashabın uygulamaları bir örnek ise de bu konuda zorlayıcı bir delil yoktur. İslam bu konuda da belli bir usul koymamış, zaman ve zemine göre bu işi müslümanlara bırakmıştır.  Seçilen halifenin vazifesini yapabilmesi için bir kısım hakları ve yetkileri vardır.  Bunu, halkın itaat etmesi ve geçimini sağlaması olarak özetleyebiliriz.  Hilafet müddeti geçmişte ehliyet şartlarını yitirmedikçe ölene kadardı.  Son zamanlarda âlimlerimiz bunu belli bir müddet ile sınırlamanın dince bir manisi olmadığını beyan etmişlerdir.  Buna göre başkan seçimi belli bir müddet ile sınırlandırılabilir.

Başkan, seçilme ehliyetini yitirirse, azledilir. Normalde sağlık şartlarını yitirmede çok bir sorun olmaz. Fakat dinden çıkarsa, kanunlara uymazsa, ahlaki açıdan çok büyük zaafa düşerse yine azledilir. Halife hukuka bağlı kalmak zorundadır. Değilse, azledilir. Bu azli, onu seçenler yaparlar. Burada esas olan çoğunluktur. Yargı, mahkemeler aracılığı iledir. Yargının yürütme ve yasamadan bağımsız çalışmasını sağlayacak koruyucu esaslar alınır. Temel insan hakları geçerlidir. Ancak devlet ve milleti yıkacak, toplumu fesada verecek fikir ve faaliyetlere izin verilemez.

Azli hak eden devlet başkanı şayet buna direnirse, güç yetiriliyorsa iktidardan hemen indirilir. Güç yetirilemiyorsa, sabırla imkân ve güç hazırlamak için çalışılır. O güne kadar kıyam edilmez. O güç ve imkânın oluştuğu gün geldiğinde kıyam etmek vacip olur. Zira Allah Teâlâ’ya isyanda mahlûka itaat olmaz. Zalim ve zorbalara sevgi, destek ve imkân verilmez. Kâfirlerin Müslümanları yönetme yetkisi yoktur.