Hırsızlık

Akıllı ve büluğa ermiş bir kişinin, başkasına ait belli bir kıymetteki hemen bozulmaz bir malını korunmuş bir yerden gizlice almasıdır.  Yani çalmasıdır.  Bunun cezası Kur’an’da “elinin kesilmesi” olarak belirlenmiştir.

 

وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُٓوا اَيْدِيَهُمَا جَزَٓاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالاً مِنَ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ

 

فَمَنْ تَابَ مِنْ بَعْدِ ظُلْمِه۪ وَاَصْلَحَ فَاِنَّ اللّٰهَ يَتُوبُ عَلَيْهِۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

 

 

 

"Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık bir ceza, Allah’tan bir ibret olarak ellerini kesin. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir. Kim bu haksız davranışından sonra tövbe eder ve halini düzeltirse bilsin ki Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir." (Maide, 39)

 

İslam, aç kalan veya kıtlık zamanında çalan bir hırsızın elini kesmez.  O, önce ekonomisiyle açlığı ortadan kaldırır, sonar bu cezayı verir.  Bunda çok hikmetler vardır.  Ama kitabımız malum özet bit kitap olunca bu meselelere giremiyoruz.  Ancak ben iddia ediyorum ki, beşeri hukukun en çok reddettiği bu ceza hukukumuz ileride en beğenilen hukuk olacaktır.