Hiç Rastladınız mı?

Siz de günlük hayatınızda "okuduğum, duyduğum ve gördüğüm bilgileri hafızamda tutamıyorum", "ders çalışıyorum ama bilgileri hafızamda tutamıyorum ve imtihanlarda hatırlayamıyorum", "hafızam zayıfladı ve bende unutkanlık başladı", “vaaz dinliyorum ama aklımda bir şey kalmıyor” diye düşünüyorsanız, herhalde yalnız olmadığınızı da biliyorsunuzdur.

Çok yaygın olarak dile getirilen "Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür" deyişi de bu gerçeği yansıtıyor bir yerde. Bir yerde de yeni şeyler öğrenmeyi, birikimi ve tecrübeyi yansıtıyor aynı zamanda.

Eğitim elbette önemlidir. Ama eskiden “Hafıza Teknikleri” diye bir çalışma alanı olmadığı halde, ilk duyduğumuzda inanamadığımız olağanüstü harikalar duyduğunuzu veya okuduğunuzu hatırlarsınızdır sanırım.

Hafızaya güvenip onu çalıştırdıklarından dolayı, spordan, beden hareketlerinden ve beslenmeden ötürü normalüstü gelişen bütün insan organları gibi, onların hafızaları, ezberleyebilme gücünün hayret verici örneklerini gösteriyor.

Unutkanlığın ve hafıza zayıflığının bilgiyi tamamen kitapçılığa hartdisklere döndürdüğü bu devirde insanın bazen buna inanası gelmiyor. Fakat tarih bunun gerçek olduğunun inkâr edilemez en güvenilir tanıklıkları ile doludur. Tecrübeler de bunun olabileceğini tasdik etmektedir. İlmen ispatlanması da hiç zor değildir.

Bir konu üzerinde çok çalışmak, onunla tam ilgi kurmak ve kendi konusuna aşk ve muhabbetle sarılmak, o insanda, konu ile ilgisi olmayan kişileri hayrete düşüren bir meleke (kabiliyet) meydana getiriyor ve zihnin kavrama ve hatırlamasının böyle insanı şaşırtan Örneklerini gösteriyor.

Siz bunun örneğine rastladınız mı hiç?