MEHMET İŞLER EFENDİ

Mehmet abimiz çalışkan, teşebbüsü seven, kendince başarılı işler yapan, köyünü, kökünü unutmayan birisiydi. Ben beni bildim bileli namazlı abdestli idi. Hocaları sever, misafire ikram ederdi. Sohbetlerde neşeli, sevdiklerine latifeler de ederdi.

Rahmetli babamızın dostlarından, küçüklüğümüzden beri ailecek tanıyıp sevdiğimiz, o güler yüzlü, tatlı dilli, halim selim, misafirperver abimiz Mehmet İşler ve kız kardeşi vefat etmişler, ama ben haberini maalesef ancak gece yarısı alabildim. Yoğun bakımda olduğunu biliyordum. Ama yine de her vefat bize erken geliyor ve üzüyor. Allah Teâlâ ona rahmet, aile ve dostlarına, ümmetine hayırlı ömürler ve ölüm vaizinden ders ve ibret almalar nasip etsin.

Mehmet abimiz çalışkan, teşebbüsü seven, kendince başarılı işler yapan, köyünü, kökünü unutmayan birisiydi. Ben beni bildim bileli namazlı abdestli idi. Hocaları sever, misafire ikram ederdi. Sohbetlerde neşeli, sevdiklerine latifeler de ederdi. Hatta bir latifesinden dolayı ağlamıştı. Rahmetli babamın vefatından birkaç saat önceydi. Yazlık evinin bulunduğu Kızılseki köyüne vardık. 17 Temmuz 1996 idi herhalde. Babam, abim ve ben, kapısını çaldık. Bizi görünce sevindi. İçeri buyur etti. Biz de “hadi biraz baraja gidelim, sonra gelip oturalım” dedik. O “baraj bana zarar, gelin oturalım. Size üzüm yedireyim” dedi. Rahmetli babam da “öyleyse biz baraja varalım, biraz eğlenelim. Dönüşte uğrar, üzümü yeriz inşallah.”

O mevsimde üzüm nadir olurdu. Bu yüzden kıymetli idi. Rahmeti de babama, “gelirseniz şimdi yersiniz. Akşama yedirmem” dedi. “Biz gelek de sen yedirme” diyerek gülüştük ve ayrıldık. Birkaç saat sonra babamı baraj kıyısında kaybettik. Doğru Hartlap’a çıktık. Mehmet abi bize gerçekten de üzümü yedirememişti.

Ertesi gün taziyeye geldiğinde “ben niye öyle dedim” diye ağlıyordu. Tesellisi bize düşmüştü…

Ruhu şâd olsun. Mezarı cennet bahçesi olsun. Uyandığında Arş gölgesine misafir olsun inşallah.

Başta sevgili dostumuz Mehmet İşler Hocamız olmak üzere eş, evlat ve akrabalarına taziyelerimizi sunar, hayırlı ömürlerden sonra cennette buluşmayı Benab-ı Mevladan niyaz eylerim.

Aşağıdaki fotoğrafı bir hastalığı zamanında ziyarete gittiğimizde fakir çekmiştim. Bizi koltuklara, sedirlere oturturken, kendisi ısrarımıza rağmen yere oturmuştu. Eskilerin misafire ikram, hocalara hürmet, ev sahibi olmanın nezaketi ve efendiliği böyle idi. Ruhu şâd olsun.

20 Kasım 2014.