Çocuk Ve Oyun Ve Gazze

Gazze’yi düşünüyorum. Özellikle de çocukları…

Oyun oynamak isteyen çocukların başına bombaların yağmasını yani…

Çocuklarla çocuk olmalıyız. Onların seviyesine inerek konuşmalı, onların zevkini düşünerek oyun seçmeli, hal ve tavırlarda çocuklaşmalıyız onlarla birlikte iken.

Hiç düşündük mü; Allah kelamında bizim seviyemize inmeseydi, o yüce kelamı anlamak mümkün mü idi?

Peygamber Efendimizin (sav ) çocuklarla oynadığını, onlarla şakalaştığını biliyoruz. Çocuklar su ile oynamayı çok sever. Bakın Mahmud b. Rebi’ bize ne anlatıyor: Kendisi henüz beş yaşlarında iken, Peygamber Efendimizin bir kovadan ağzına su alarak üzerine püskürttüğünü söyler. Siz sıcak bir yaz gününde bir bebeğe damla damla su serpseniz kim bilir ne kadar güler eğlenir. Tecrübeyle sabittir efendim.

Çocukken en çok üzüldüğümüz durum, oyun oynarken akşam olmasıydı. Oyunu bırakamaz da biraz karanlığa kalırsak, eve korka korka giderdik. Çünkü hep tembih ederlerdi hava kararmadan evde olun diye. İyi ama bırakmak zor oluyor işte oyunu, akıbeti azar yemek olsa da.

Hele oyunun ortasında bir emir almak, mecburen oyunu bırakıp da verilen bir emri yapmaya gitmek, ne kadar da ağır gelirdi o zamanlar. Boşuna değil, Ya’lâ b. Mürre’nin anlattıkları.  Rasûlullah (sav) bir davete giderken çocuklarla oynamakta olan torunu Hüseyin’i götürmek ister. Fakat Hüseyin’in oyunu tercih ettiğinden dedesini görünce kaçmaya başlar. Rasûlullah Efendimiz de onun arkasından çocuk gibi sağa sola sallanarak koşa. (Örnekler için bkz. İbni Mâce, Mukaddime 11)

Manzara ne tatlıdır değil mi?

Ve bütün bunlardan sonra Gazze manzaralarını düşünmek.

Parçalanan oyun çocuklarının dağılan organlarını toplamak…

Allah kahretsin çocuk katillerini…