Vaz’i Hükümler

IV - VAZ’İ HÜKÜMLER

A) Tarifi

B) Vaz’i Hükümlerin Kısımları

 

IV - VAZ’İ HÜKÜMLER

A) Tarifi:

Vazi hüküm, bir şeyi başka bir şeye sebep, şart, illet, alamet, rükun ve mani kılmayı gerektiren bir hükümdür. Mesela, mirasçı olmakla, murisin ölümü birbirine bağlıdır. Yani murisin ölümü, akrabasının mirasçı olmasına sebep olur. Aynı şekilde Şari, namaz için abdesti, nikah için iki şahidi şart kılmıştır. İcab ve kabul, akdin rüknünü teşkil eder. Katl, mirasa manidir. Vakit, namaz için sebeptir.

B) Vaz’i Hükümlerin Kısımları

1-İllet: Fakihler, hükmün varlığı, kendisine nisbet ve izafe edilen şeye; başka bir ifade ile, hükmün dayandığı şeye illet derler. Şu halde illet, bir hükmü meydana getirmektedir. Başka bir ifade ile hükümde müessir ve amil olmaktadır. Bir yerde illet var ise, hüküm de vardır. İllet bulunmazsa hüküm de bulunmaz.

Biraz sonra da izah edeceğimiz gibi, sebep de bir nevi illettir. Ancak sebep, hükmün illeti değil, illetin illetidir. İllet hükümde amil ve müessirdir. Sebep, hükme götüren bir vasıta ve yoldur, hükümde müessir değildir. Mesela, sahih ve lazım olan bir nikah, karı koca arasında meşru münasebetin meydana gelmesi için tam bir illettir. Kasten adam öldürmek te, kısas için tam bir illettir.

Şari’in hüküm koyarken gözettiği maslahat ve hikmetlere de, illet denmektedir. Burada söz konusu ettiğimiz illet, kıyasın rükunlarından biri olan illete şamil olduğu gibi, bütün akit ve fesihlere de şamildir.

2-Sebep: Sebebin biri dar, diğeri geniş olmak üzere iki manası vardır

 a)  Dar anlamda sebep, hükümde doğrudan doğruya müessir olmayıp, hükme götüren, ona ulaştıran bir yol ve vasıtadır. Bu duruma göre illet ile sebep arasında şöyle bir fark bulunmaktadır. Mesela, iskar illettir. Vakit namazın vacip olması için sebeptir.

b)  Geniş anlamda sebep, herhangi bir şer’i hükmü muarrif (bildirici)  olan şey manasında kullanılır. Yani hükmün varlığını gösteren bir emaredir. Bu bakımından sebep, illeti de içerisine almaktadır. Bu manaya göre her illet sebeptir, fakat her sebep illet değildir. Şer’i hükmü bildirici olan şey ile hüküm arasında mantıki bir münasebet varsa ona hem sebep hem de illet denir. Şayet mantıki bir münasebet yoksa ona da sadece sebep denir. Mesela;vakit, namazın vacip olmasının sebebidir, illeti değildir. Çünkü namaz ile şarabın haram kılınışı arasında mantıki bir sebep vardır. Şarabın yasaklanması ile akıllar korunmuş olur. Şu halde illet, münasip ve müessir bir vasıftır, hükümde tesiri vardır. Sebep ise böyle değildir.

3)  Şart: Şart öyle bir şeydir ki hükmün varlığı ona dayanır. Onun bulunmaması hükmün de bulunmamasını gerektirir. Fakat şartın bulunması, hükmün bulunmasını gerektirmez. Mesela abdestin bulunması namazın vücubunu gerektirmez, iki şahidin bulunması nikah akdinin yapılmasını icab ettirmez. Fakat abdestsiz namaz sahih olmayacağı gibi, iki şahit bulunmazsa nikah akdi de muteber olmaz. Halbuki illet ve sebep bulunur, ortada bir mani bulunmazsa, hükmün bulunması gerekir. Mesela, vakit girince namaz vacip olur. Ramazan hilali görülünce, oruç tutmak gerekir. Bir şey sarhoşluk veriyorsa, haramdır. Hırsızlık yapan cezayı hak eder.

4) Alamet: Hükmün varlığı kendisine bağlı olmayıp, sade onu tarif eden ve açıklayan şeydir. Mesela, namazda tekbirler, bir rükünden diğerine geçildiğine işaret ve delalet eder.

5) Rükun: Bir bütünü meydana getiren her parçaya rükun denir ki, o parça olmayınca bütünün meydana gelmesi de mümkün olmaz. Mesela, nikah, bey’, icare gibi akidlerin rüknü icab ve kabuldür. İcab ve kabul olmayınca akid de teşekkül etmez. Namaz rükunları arasında kıyam, kıraat, rüku, sücud vs. Bulunmaktadır. Bunlardan biri bulunmayınca namaz da sahih olmaz.

Rükun, asli ve zaid olmak üzere ikiye ayrılır. İman, kalp ile tasdik dil ile ikrardan meydana gelir. Kalp ile tasdik, asli rükundur. Dil ile ikrar ise zaid rükundur. Yani kalp ile tasdik bulunmayınca iman da bulunmaz. Halbuki tehdit ve zorlama karşısında bulunan bir şahsın, dil ile ikrarda bulunmayıp, imanını gizlemesi, onun imanına bir zarar vermez. Çünkü o zaid bir rükundur.

6) Mani: Vazi hükümlerden mani, hüküm veya sebeple kastedilen şeyin vücuduna engel ve aykırı şer’i bir iştir. Mani iki kısma ayrılır:

            1-Sebebe tesir eden mani

            2-Doğrudan doğruya hükme tesir eden ve onu ortadan kaldıran mani.

 

            Birincisi için zekatın vacip olmasını mani olan ve nisabı etkileyen borcu, misal olarak zikredebiliriz. İkincisi için de şu misali verebiliriz; baba olma kısasa manidir. Şüphenin bulunması da hadd cezasının uygulanmasına manidir.