Evde Aile İçi Mahremiyet

Meskenin plânında sâdece âile dışındakilere karşı duyulan mahremiyet değil, eşler hariç bütün âile efradına karşı korunması emredilen mahremiyyet de düşünülmelidir. Kur’an-ı Kerîm’de “izin alma” ile ilgili ayeti yazmıştık. Hz. Peygamber de (sav) "Kişi çocuğundan -ne kadar yaşlı da olsa- annesinden, erkek kardeşlerinden, kız kardeşlerinden ve babasından izin almalıdır" dediği rivayet edildiğine göre, bunlarla berâber yaşandığı takdirde, bu fertlerden her birinin birbirlerine -en az Kur'ân'ın belirttiği üç vakitte- isti'zânla gidip gelecekleri şekilde yerleştirilmeleri gerekecektir.

 

Yukarıdaki hadisi "Burada zikredilen fertlerin ayrı ayrı evlerde yaşamaları hâline râcidir" diye yapılabilecek muhtemel bir itirazı şu hadisle cevaplandırabiliriz:

"Atâ' İbnu Yesâr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e bir adam gelerek sordu:

- "Yâ Resûlallah annemin yanına girerken izin isteyeyim mi?"

- "Evet" cevâbını verince adam tekrâr:

- "Eğer ben evde onunla berabersem?" Hz. Peygamber:

- "İzin iste" dedi. Adam itirazla:

- "Ben ona hizmet etmekteyim" dedi. Bunun üzerine Resûlullah öfkeyle:

- "Annenden izin iste, onu çıplak görmekten hoşlanır mısın?" dedi. Adam:

- "Hayır" deyince:

- "Öyle ise (her seferinde yanına girerken) annenden izin iste" buyurdu."

Bilhassa bu son rivayette, hayâtının büyük bir kısmını geçirdiği evinde fertlerin, gönlünce ve kılık kıyâfet bakımından da oldukça serbest olabilmesi için behemahal müsâit, müstakil bir odaya muhtâç olduğu ifâde edilmektedir. Müslüman âile geçici darlıklar müstesnâ, devâmlı dar yerlerde kalmamalıdır. Büluğ sahasını aşan -ve hattâ bülûğa yaklaşan- âile ferdleri, anne baba dâhil, müstakil birer odaya sâhip olmalıdır, sünnetin ulaşılmasını istediği ideal mesken tipi budur.