İtikaf

İtikaf, sözlükte durma anlamınadır. Dinde ise, bir mescidde ibadet niyetiyle bir an da olsa bir müddet durmak demektir.  İtikaf adanılırsa vacib, Ramazanın son on gününde sünnet, başka zamanlarda ise müstehab olur. 

Sevgili Peygamberimiz(sav. ) her sene itikafa girerdi.  Bir sene yolculuk sebebiyle giremeyince ertesi sene yirmi gün girerek onu kaza etmiştir.  Konuyla ilgili rivayetlerden bir kısmını aktaralım:

Hz.  Aişe (ra.) anlatıyor:

"Resûlullah (sav) vefat edinceye kadar Ramazan'ın son on gününde itikafa girer ve derdi ki: "Kadir gecesini Ramazan'ın son on gününde arayın".

Resûlullah (sav)'dan sonra, zevceleri de itikafa girdiler.

(Buhârî, Fadlu Leyletü'l-Kadr 3, İtikâf 1,14; Müslim, İtikaf 5, (1172); Muvatta, İtikaf 7, (1, 316); Tirmizî, Savm 71, (790); Nesâî, Mesâcid 18, (2, 44); Ebu Dâvud, Sıyâm 77, (2462, 2464); İbnu Mâce, Sıyâm 59; (1771). )

Ebu Hüreyre (ra.) anlatıyor: 

"Hz. Peygamber (sav) her Ramazanda on gün i'tikafa girerdi.  Vefat ettiği yılda ise yirmi gün i'tikafa girdi. "

(Buhârî, İ'tikaf 17; Ebu Dâvud, Savm 78, (2466).  İbnu Mâce, Sıyâm 58, (1769). )

İtikaf, mescidlerde yapıldığı için, mu’tekif’in akıllı, ergin ve temiz bir Müslüman olması gerekir.  Devamlı mescidde kaldığı için, orada yer, içer, uyur. Sürekli ibadetlerle vaktini değerlendirmeğe çalışır.  İhtiyaçlarını karşılama dışında dışarı çıkmaz. Özürsüz camiden ayrılmak veya cinsel ilişkide bulunmak, birkaç gün bayılmak veya delirmek itikafı bozar.  Kadınlar, kendi evlerinde mescid edindikleri odalarında itikafa girerler. Vacib itikaflarda oruç şarttır.