Yabancılaşma Asimilasyon

Yabancılaşma, bir şeyi ya da kimseyi başka bir şeyden ya da kimseden uzaklaştıran, başka bir şeye ya da kimseye yabancı hale getiren davranış ya da gelişmedir. Yabancılaşma ülke çapında genel sosyal ve siyasal işlerde olabileceği gibi, daha özel olarak ve benliğe yabancılaşma anlamında, benin kendi özünden uzaklaşmasıyla da olabilir. Buna göre, yabancılaşma, kişinin kendi beniyle ya da zihin halleriyle, kendisi arasına duygusal bakımdan mesafe bırakması durumunu, kişinin gerçek beniyle olan içsel temasını yitirdiğini anlamasının sonucu olan kendinden kopma halini ifade eder.

Buna göre yabancılaşma, bu milleti İslam coğrafyasından ve medeniyetinden uzaklaştırıp Batı coğrafyasına ve medeniyetine zorla sokmaktır. Böylece millet dini, idarî, siyasi, hukuki, kültürel bir muhitten alınıp, tamamen yabancı idarî, siyasî, ictimaî, hukukî, iktisadî, ilmî ve felsefi fikirlerine ters düşen bir coğrafya ve medeniyete atılmış, kendisine yabancı bir hayatı zorla yaşamaya mahkum edilmiştir. Bu ise o milleti tamamen değiştirmek amaçlıdır. Buna yabancılaşma dediğimiz gibi asimilasyon da diyoruz.

“Asimilasyon”, çoğunluk veya etkin bir gücün cebir ve şiddet uygulamadan kendi düşünce ve davranış biçimlerini insanlara kabul ettirmektir. Mesela başı örtülü insanların oturduğu bir mahalleye taşınan bir kişinin kendisini kapanmak zorunda hissetmesi, zamanla da örtünür hale gelmesi o kişinin asimile edildiğini gösterir. Tarihte birçok Türk boyunun başka kültürlerin etkisi altında asimile olduğu görülmüştür. Buna örnek olarak Tuna Bulgarları gösterilebilir. Bu açıdan bakıldığında Batılılaşma önceleri cebir ve şiddete dayalı bir baskı ve zorlama ile millete dayatılmış, sonraki nesiller de gerek devletin kurumları ve imkanları, gerekse eğitim öğretim ile asimile edilmeye çalışılmıştır.