Hacr

Hacr, insanı malında tasarruf etmekten engellemek demektir.  Hacri gerektiren sebepler, üçtür:

 

 

 

 1-Küçüklük,  2 -Kölelik,  3 -Delilik. 

 

Küçüğün tasarrufu ancak velisinin izniyle caiz olur.  Köle ancak efendisinin izniyle tasarruf eder.  Daima deli olanın tasarrufu hiç bir halde caiz değildir.  Bu kişilerden birisi, alışverişi bildiği ve kasdettiği halde satar veya satın alırsa velisinin isteğine bağlıdır.  Alışverişte maslahat/yarar varsa, caiz kılabildiği gibi, fesih de edebilir. 

 

Bu üç sebep, sözlerde hacri icap ettirir, fiillerde ise icap ettirmez.  Çocuk ve delinin alışverişleri, ikrârları, boşanmaları sahih olmaz.  Ama bir şeyi telef ederlerse mesuliyeti onlara aittir. 

 

İmam-ı Ebû Hanife der ki, sefih (aklı hafif olan) bir kimse, baliğ, âkil ve-hür olduğu zaman üzerine hacr konulmaz, malında tasarrufu caizdir; ne kadar mübezzir/ saçıp savuran, faydasına olmayan menfaatsiz yerlerde malını harcarsa bile. 

 

Ancak Ebû Hanife “Erkek çocuk reşit/olgun olmadan baliğ olursa, yirmi beş yaşına varıncaya kadar malları kendisine teslim olunmaz” demiştir.  Fakat yirmi beşten evvel tasarruf ederse, tasarrufu nafizdir.  Çünkü hacr yoktur.  Yirmi beş seneye varınca kendisinde reşitlik görülmese bile malı kendisine teslim olunur.

 

Ebû Yusuf ve Muhammed (R. A. ) dediler ki: Gayri reşit olarak baliğ olan bir kimsede reşitlik görülmezse malı ebediyyen kendisine teslim edilmez ve o malda tasarruf etmesi caiz olmaz.  O halde eğer mahcur (hâcîrli) olan sefih, malını satarsa satışı nafiz olamaz.  Eğer satışında bir maslahat varsa ancak hâkim onu caiz kılabilir. 

 

Sefih kişinin malından zekâtı çıkarılır, ayni maldan çocuklarına, ailesine ve nafakası kendisine düşen yakınlarına nafaka verilir.  Eğer Farz hacc'ı yapmak isterse men edilemez.  Hac yoluna çıkınca, kadı, yol nafakasını kendisine değil, belki hacılardan emin ve güvenilir birisine verir o adam da yolda ona harcar. 

 

Eğer hastalanır da hayır kapılarına vasiyetler yaparsa ölümün¬den sonra malının üçte birisinden vasiyetleri çıkarılır. 

 

Serveti için faydalı işler yapıyorsa, fâsık bir kimseye hacr konulmaz.