Şecaat

Şecaat, yiğitlik, yüreklilik, cesurluk, korkusuzluk, kahramanlık demektir.İnsanın, haklarına sahip çıkabilmesi, kendisini ve hemcinslerini zulüm, haksızlık, hırsızlık, soygun, ırza ve namusa sataşma gibi her türlü kötülüklerden koruyabilmesi için şecaatli ve cesur olması gerekir. Özellikle de savaş meydanlarında korkmadan, aslanlar gibi kahramanca savaşabilmek büyük bir erdemdir. Müslüman ölümden korkmaz. Çünkü evvela kaderde ne varsa o olur. Her savaşa giren ölmez. Sonra haklı davasında öldürülen şehittir. Şehitlere anında “gir Cennete.” denilir. Cennette yediği, içtiği, sevdiği, oturduğu ve sair faydalandığı nimetleri, dünyadakiler ile asla kıyaslanamaz.Haklı kavgasından galip çıkana ise izzet vardır, şeref vardır, hakkıyla yaşamak vardır.Gerçekten zilletten kurtulmanın tek yolu, izzetle cihada hazır olmaktır.Akif, imanla kahramanlığı nasıl aynileştirir:

Şehamet dini, gayret dini, ancak Müslümanlıktır;

Hakiki Müslümanlık en büyük bir kahramanlıktır.

Cebanet, meskenet, dünyada, sığmaz ruh-u İslam’a…

Kitabullahı işhad eyledim -gördün ya- davama. Görürsün, hissedersin varsa vicdanınla imanın:

Ne müthiş bir hamaset çarpıyor göğsünde Kur’an’ın.

 

Akif’in(rh.)davasına işhad eylaediği ayet şudur:  ”İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun." dediklerinde bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir".(Al-i İmran,173.)

 

Şecaat ve cesaretin zıddı korkaklıktır. Aşırısı ise tehevvür, yani saldırganlıktır.Bilindiği gibi, ifrat da tefrit de, yani azlık veya aşırılık, zarardır, rezilettir.Cesaret, adamı düşmanına sevdirirken, korkakları anaları bile sevmez.Çocuklarımızı cesur ve kahraman yetiştirmeliyiz.Onlara tarihin şeref levhalarını okumalı ve okutmalı, kahramanlarımızın hayat hikayelerini seviyelerine göre çizği roman, hikaye veya filimlerle öğretmeli, tarih derslerine önem vermeliyiz. Kahramanlık ile savaş, bereber akla gelen iki kavramdır.Cihadın ve vatan savunmasının  dindeki yeri bilindiği için, sözü uzatmak istemiyorum.