İsraf

İsraf, varlığımzı harama veya ihtiyaçtan fazla lüzumsuz yerlere harcamaktır.  Böylesi saçıp savurmalara, “savurganlık” da denir.

 

 

Cimriliğin zıddı olan israf, onun gibi yasaklanmıştır:

 

“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver.  Bununla beraber malını saçıp savurma. Çünkü malını saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir.  Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür. Eğer Rabbinden beklediğin bir rahmet (rızık) için, onlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan, o vakit de onlara yumuşak ve tatlı sözler söyle. Elini boynuna asıp bağlama (cimri olma), hem de onu büsbütün açıp saçma (israf etme); aksi halde kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın. Gerçekten senin Rabbin, kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve dilediğini kısar.  Şüphesiz ki Allah, kullarının durumlarından haberdardır, her şeyi görendir.”(İsra, 26-30. )

 

“Ve onlar ki, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.”(Furkan, 67. )

 

“Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin ve yiyin için, fakat israf etmeyin, Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”(A’raf, 31. )

 

İsraf deyince genellikle mal harcamalarındaki israf akla geliyor. Eğer, tanımda olduğu gibi “varlık” dersek, mal da girer, sağlık, zaman, hava, su, ekmek, elbise, enerji ve başka varlıklarımız da girer.  İsraf, emeğe saygısızlıktır.  Hele bunu bir medeniyet havasına sokanlar, insanlığa ihanet edenlerdir.  Çünkü bu varlıklar, her ne kadar şimdilik belli insanların ellerinde bulunuyorlarsa da, aslında onlar toplumun ortak malıdırlar.  Evet, israf eden sadece kendi malını saçıp savurmuyordur.  Bunun vebali büyük, hesabı ağırdır.  “Allah israf edenleri sevmez.”(A’raf, 31. ) demek ne demektir?  Kim, Allah’ın (cc.) kendisini sevmemesini umursamayabilir?

 

Müslümanlar, kazanırken dikkat ettikleri kadar, mallarını harcarken de dikkatli olurlar.