Zulüm

Adaletin zıddı olan zulüm, hakkı yerine koymama, hak edene hakkını vermeme, suç işleyeni uygun ceza ile cezalandırmama, eziyet ve işkence yapma demektir. Adaleti anlatırken söylediklerimiz, burada da geçerlidir.

Bütün dinlerde haram olan zulüm, bütün akıllılarca da kötülenmiş, lanetlenmiştir. Ancak, kendisini eğitemeyen cahillerden başkası zulmü beğenmez. Keşke zalimler, kendilerine yapıldığı zaman zulmü anladıkları ve aşağıladıkları gibi, kendileri de başkalarına yaparken onu anlasa ve aşağılasalardı.

Ahlakçılarımız zulmü üç kısma ayırırlar: İnsanın Allah(cc.)' a, başkalarına ve kendine karşı yaptığı zulüm. Bizim burada konumuz, kişinin başkalarına yaptığı zulümdür.

Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Zulümden kaçının. Zira zulüm, Kıyamet günü karanlıklar olacaktır. Cimrilikten de kaçının, zira cimrilik, sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramları helal saymaya sevketmiştir." (Müslim, Birr 56, (2578).)

Ebu Bekre (sav) anlatıyor: "Resûlullah (sav) buyurdular ki: "İşleyene daha dünyada cezası çarçabuk gelmeye en layık günah zulüm ve sıla-ı rahmin (akraba bağlarının) koparılmasıdır, bu cezanın dünyada gelmesi, ahiretteki cezaya keffaret değildir."

İnsanların birbirlerine yaptıkları zulmün en büyük sebebi, Allah Teâlâ’yı ve aziz dinini bilmemektir. Allah (cc.), kime nasıl davranılacağını din ile insanlara bildirmiştir. Bu bildirilenlere aykırı davranış, başlı başına bir zulümdür. İnsan, dikkat etmez de ilahi sınırları aşarsa, farkında olsun veya olmasın aslında yeryüzündeki dengeyi bozmakla bırakın insan ve toplumuna, hatta ekmeğe, suya, havaya, taşa, toprağa, bitkilere, hayvanlara, atmosfere ve fezaya dahi zulüm ve haksızlık etmiştir.

Zulmün bindir çeşidi vardır. Allah Teâlâ gönderdiği din ile bizi aydınlatmış, zulümden uzak doğru ve faydalı muameleleri öğretmiştir. Fıkıh ve ahlak ilmi bunu anlatır. İnsan bunu bilmez veya benimsemezse, farkında olarak veya olmayarak zulmeder. Aslında onun kibirlenip büyüklük taslaması, arzularına, şehvetlerine, hırslarına gem vuramayarak başkalarının hak ve hürriyetlerine saldırması, bize göre sıradan işler olmaktadır. Onun için bütün zulüm ve kötülüklerin altında inkâr ve insanın cehaleti vardır. İnsanlar, lafla değil, muamelelerini delil göstererek gerçekten dindar olduklarında hep insanca yaşamışlardır. Dinden uzaklaştıkları oranda da canavarlaşmışlardır. Tarih ve yaşadığımız hayat bunun şahididir. Bunu görmemek veya kabullenmemek de bize göre kibirden kaynaklanan zulmün ta kendisidir.